Henry Graham Greene (1904-1991), yirminci yüzyılın en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilen İngiliz gazeteci, öykücü ve romancı. Altmış yedi yıllık yazın hayatına yirmi beş roman sığdırmış. Genellikle çağdaş siyasal olaylar çerçevesinde hayatın ahlaki belirsizliklerini ele almış eserlerinde.
Babasının müdür olduğu okulda eğitim görmüş ve okuldan kaçmış. Tedavi görmüş bir süre. Oxford Üniversitesinde eğitim almış ve The Times gazetesinde çalışmış.
Yazı hayatına şiirle başlayan Greene öykü ve romanla devam etmiş. Önemli romanları arasında Satılmış Adam, Güç ve Şan, Aşkın Sonu, Havana’daki Adamımız, Sessiz Bir Amerikalı gibi kitaplar bulunuyor.
Green’in eserlerinde genellikle kötülüğün hakim olduğu, yıkıma uğramış, karamsar bir dünya anlatılıyor. Green’in asıl ilgisi ise bireylerin ahlaki ve manevi iç çatışmaları. Yapıtlarındaki bu karamsar atmosfere rağmen yirminci yüzyılın en çok okunan yazarlarından biri olmuş. Çünkü eserlerinde edebi değer ve popülariteyi bir araya getirmeyi başarmış.
Aşkın sonu adlı romanında, Londra’da, İkinci Dünya Savaşı sırasında yükselen bir yazar olan Bendrix ve yaşlı bir memurun karısı olan Sarah arasındaki umutsuz aşk anlatılıyor.
Bendrix ve Sarah birbirlerine çabucak aşık oluyorlar ama kısa süre sonra ilişkinin sona ereceği anlaşılıyor. En önemli sorun açık ve kabul edilmiş kıskançlık olarak öne çıkıyor. Bendrix Sara’nın kocasıyla boşanmayı reddetmesi nedeniyle hüsrana uğruyor. Bir gün Bendrix'in Sarah'la olduğu mekana bomba düşmesi üzerine ölmekten son anda kurtuluyor Bendrix. Bundan sonra, Sarah bir açıklama yapmadan ayrılıyor ondan. Bir süre sonra da akciğer enfeksiyonundan ölüyor. Bendrix Sarah’ın günlüğünden bir şey öğreniyor daha sonra. Sarah günlüğünde bombalama sonrasında öleceğini düşündüğü Bendrix’in yaşamasına izin vermesi hâlinde Tanrı’ya Onu bir daha görmemek için söz verdiğini yazıyor.
Ahlaki ve manevi iç çatışmaların ustalıkla anlatıldığı romanda güçlü bir edebi anlatım da dikkat çekiyor. Aşağıda kitaptan bazı ilginç cümleler yer alıyor:
-Bazıları başkalarının cömertliğini kolayca kabul edemez. Siz cüzdanınıza uzanırken o parayı hazırlamış olur.
-Kıskanç aşıklar kıskanç kocalardan daha az gülünç ve daha çok hürmete layıktır.
-Istırap ve hayal kırıklığı nefrete benzer bazen.
-Neticede aşıklar hemen hemen daima masum değiller midir?
-Gurur ümit kılığına girebilir bazen veya egoistlik.
-Fahişelerin romantik hislere büyük hürmetleri vardır.
-Ben romantik bir aşık değildim. Bunun sebebi emniyetsizlikti. Sana inanmıyordum.
Yorumlar
Yorum Gönder