15 maddede Anna Ahmatova


1.Odesa’da doğan(1889) Anna Ahmatova (asıl adıyla Anna Andreyevna Gorenko) Rusya’nın en önemli kadın şairi olarak biliniyor. Babası şair olarak ailelerinin ismine gölge düşüreceğine inandığı için Ahmatova Tatar olan büyükannesinin soyadını kullanmaya başlıyor.

2.Ahmatova ilk şiirini 11 yaşında yazıyor. Yirmili yaşlarında ilk yayınlarını yapan şair ilgi çekmeyi başarıyor. Genelde bir adam ve bir kadın ilişkisindeki belirsiz ve karamsar noktaları işliyor ilk şiirlerinde.


3.Ahmatova sözcük ekonomisindeki ustalığı ve duygusal yoğunluğu ile Rus şiirinde çok önemli bir kadın sesi haline geliyor.

4.Erken şiirleri sembolistlerden etkileniyor. 1913'te Akmeciler grubuna katılıyor ve açıklık, özlülük ve duygusal tecrübeleri öne çıkarıyor. Genel olarak bu gruptaki sanatçılarda modern hayatın karmaşasına karşı öz, estetik aşk ve hüzün ön plana çıkıyor.

5.Ahmatova’nın yaşamı Stalin döneminde, farklı olan bir sanatçının yaşadığı acıları en iyi sembolize eden örneklerden biri gibi duruyor.

6.İlk kocası Nikolay Gumilyov anti Bolşevik faaliyetleri gerekçesiyle 1921'de kurşuna diziliyor. İkinci kocasından sonra birlikte yaşadığı Nikolay Punin ise Gulag kamplarında ölüyor. Sonradan önemli bir tarihçi olan oğlu Lev Gumilyov de  bir bakıma annesi yüzünden uzun süre kamplarda kalıyor.

7.Ahmatova’nın şiirlerinin yayınlanması 1925'den 1940'a kadar yasak kalıyor. 1935 ve 1940 arasında yazdığı ve Stalin dönemi eleştirisini içeren ünlü şiiri Requiem 1963'e kadar güvendiği on kişi tarafından ezberlenerek korunuyor.

8.Politbüro üyesi Andrey Jdanov tarafından erotik, gizemci ve Sovyet halkına yabancı olarak nitelenerek Yazarlar Birliği’nden çıkarılıyor. Jidanov sanatta sosyalist gerçekçiliğin önemli bir savunucusu olarak biliniyor. Sovyet dönemi eleştirmelerince Ahmatova genel olarak burjuva ve aristokrat olarak görülüyor.

9.Genel olarak Bolşevik eleştirmenler kişisel şiirlerinin yeni kollektivist düzenle bağdaşmadığını düşünüyor. Troçki Pravda’da yazdığı bir makalede Ekim'le ilgisiz bir edebiyat diyor onun yapıtlarına.

10.Orlando Figes’e göre ise I. Dünya Savaşı ve devrim koşulları sonrası Ahmatova’nın samimi lirik şiir tarzı sanki farklı bir dünyadan geliyormuş gibi kalıyor.

11.Ahmatova II. Dünya Savaşı'nın ilk aylarında sivil savunmaya katılıyor ve Petersburg şehrinin motivasyonunu yükseltmek için katıldığı radyo yayınlarında etkili konuşmalar yapıyor.

12.Puşkin hayranı olan Ahmatova’nın Puşkin üzerine çok sayıda denemesi bulunuyor.

13.Ahmotova 1964 yılında İtalya’da uluslararası Etna-Taormina şiir ödülüne layık görülüyor.

14.Anna Ahmatova 1966 yılında Moskova yakınlarındaki Domodedevo’da hayata veda ediyor.

15.Türkçe’ye çevrilmiş çok sayıda eseri bulunan Ahmatova’nın Ataol Behramoğlu tarafından çevrilen  şiirlerinden biri aşağıda yer alıyor:
Bilmiyorum, yaşamakta mısın, öldün mü?
Dünyada bir yerlerde bulabilir miyim seni,
Yoksa, akşamın yaslı karanlığında,
Bir ölüyü mü düşünmeli...
Her şey senin için: Gün boyunca dualarım.
Uyuşturan ateşi uykusuz gecelerin;
Şiirlerimin beyaz sürüsü,
Ve mavi yangını gözlerimin...
Hiç kimse daha yakın olmadı bana,
Hiç kimse böylesine üzmedi beni,
Acıya salıp gidenler bile,
Okşayıp bırakanlar hatta.
 
KAYNAKLAR:
-Riasanovsky, N. ve Steinberg, M., Rusya Tarihi
-FIGES, O., Nataşa’nın Dansı
-www.wikipedia.org
-www.britannica.com
-www.antoloji.com

Yorumlar