Sevgili günlük,


Yaşamı en çok neye benzetiyorum diye sorarsan; gürül gürül, deli dolu akan, sonra dinginleşen ve yatağında sönen bir nehre benzetiyorum. Çocukluğumuz, anne babamızın mücadelesi, su gibi gençliğimiz, kendi mücadelemiz, sonlar ve başlangıçlar geliyor aklıma. Fakat nasıl bir anlam içindi her şey?

Diyorlar ki, doğada canlılar için önemli olan hayatta kalmak, çoğalmak, bilerek veya bilmeyerek kendi türünün devamını sağlamak. Gerçekten anlam bu mu? Yani insan için de bir aile kurup çoluk çocuğa karışmak önemli mi, bilmiyorum. Ama insan çok karmaşık bir varlık değil mi? Her şeyi yargılayan, seçen, ayırt eden Goethe’nin dediği gibi. 


İnsan nasıl bir anlam inşa edebilir hayatında peki? Kimi yazarlar sevgiyi hafife almayın diyor mesela. Bir amacınız olsun insanlığa hizmet eden, diyor kimileri de. 

Hayat ona verdiğin değeri ifade eder, diye bir söz okudum geçenlerde. Yani sorguluyoruz, bir yerlerden cevap arıyoruz ama biz ne inşa edersek o mu anlam yoksa? Ya da şairin dediği gibi sevdiğin kadar sevilirsin belki de.

Peki nedir insanların yüzleştiği en önemli şeyler? Yazarların hayata dair boğuştuğu büyük sorulara bakılırsa, en heyecan verici, kendinden geçirici konu aşk sanki. Hatırladığımız en yakıcı, iz bırakan, bir tebessüm gibi tortusu kalan şey. Ve ölüm kuşkusuz en büyük soru. O boşluk bırakılan ve bıraktığımız. Savaş da yakıp yıkan ve ölümü sıradanlaştıran, acıyı büyüten ve sorular sorduran yönüyle önemli bir konu. 

Ve dönüp dönüp takıldığımız şey çocukluğumuz. Safça, savunmasızca, merak yüklü, korku yüklü, cesaret yüklü, umut yüklü, neşe yüklü halimiz. Ve bizi var eden annemiz ve babamız. Sonra etrafımızdaki insanlar. Bize iyi davrananlar ve kötü davrananlar. Kalbine bir çocuğun gözlerinde ayna tutulan yetişkinler. Ama bilmezler bunu.

Ama sevgili günlük, bu çocuklukta var bir şey işte. Hatırladığım en güzel anlar neydi biliyor musun? Babaannemle uyumak ve beni dizine yatırıp saçımı okşaması. Ona sarılarak, sıcacık vücudunun hissederek uyumak öyle güzeldi ki. Yani insanın gerçekten katıksız sevilme arzusu mu? Bilmiyorum sevgili günlük, bilmiyorum…

Yorumlar