Çanakkale Zaferi’nin Ekim Devrimine etkisi


Kimi tarihçi İkinci Dünya Savaşı’nı birincisinin devamı olarak görür. Çünkü çözülemeyen ve sindirilemeyen konular kalmıştır geriye. Örneğin Hitler’in başlangıçtaki demagojisi Birinci Dünya Savaşı’nın acılarına dayanır. Birçok tarihçi ise dünyayı en çok değiştiren savaşın Birinci Dünya Savaşı olduğunda hemfikirdir.

 

Birinci Dünya Savaşı tıpkı Osmanlı gibi savaş yorgunu olan Rusya için de bir dönüm noktası oldu. Çünkü ardı ardına yaşadığı savaşlardan sonra Rusya’nın bu yeni savaşı kaldıramayacağını savunanlar çoktu ve hiç beklenmeyen şeyler oldu. Ekim 1917’de gerçekleşen devrim sadece Rusya tarihini değiştirmekle kalmadı dünya tarihini de derinden etkiledi.


 

Peki Çanakkale Zaferi’nin Ekim Devrimine nasıl bir etkisi oldu? Soruya yanıt vermeden önce söz konusu devrimi hazırlayan koşulları kısaca hatırlatmak istiyorum.

 

Daha önce Medya Günlüğü’nde yayımlanan “Ekim Devriminin önemli nedenleri” başlıklı yazıda en önemli üç neden olarak şunları belirtmiştim:Birincisi Lenin'in kararlılığı, öfkesi ve kendi hikayesinin gücüydü. İkincisi Rusya'daki ağır ekonomik koşullar ve özellikle de I. Dünya Savaşı’nın getirdiği büyük yüktü. Bir diğer neden ise artık zamanını dolduran Çarlık sisteminin ve II. Nikolay’ın reformlar konusundaki isteksizliği ve olayları yönetmedeki başarısızlığıydı.

 

Ülkenin içinde olduğu ağır koşullar, ordunun ekipman ve moral yetersizliği son derece kötü sonuçlar alınmasına neden oluyordu. Askerler firar ediyor veya ağır kayıplar veriliyordu. I. Dünya Savaşında birçok cephede savaşan Almanya’nın yaklaşık 2 milyon kaybına karşılık Rusya’nın 1,8 milyon kayıp vermesi durumun vahametini gösteriyor aslında.

 

Rusya ile aynı safta savaşan İngiltere ise Ruslara destek vermek için önemli bir plan hazırlamıştı. İngilizler eğer planladıkları gibi boğazları geçerek Ruslara yardım ulaştırabilseydi olayların akışı çok farklı şekilde gelişebilirdi.

 

İngiltere 93 Harbi sırasında (1877-78) İstanbul’un Rusların eline geçmesini istememişti. Fakat aradan 36 yıl geçtiğinde fikirleri değişti. İstanbul’un Almanların olmasındansa Rusların olmasını tercih etmişlerdi. Kral V. George Osmanlı’nın savaşa girmesinin ardından Rus sefire “Konstantinopolis’in sizin olması gerektiği ortada” demişti.

 

İngiltere 15 Ocak 1915'te hedefi İstanbul olan bir deniz Savaşı'na karar verdi. Bu savaşın en önemli amaçlarından biri Doğu Cephesi'nde oldukça zor durumda bulunan Rus müttefiklerine ikmal göndermek ve bunun için bir yol açmaktı. Ancak 18 Mart'ta Boğazı geçmeye çalışan gemilerin üçte biri batırılınca tüm planlar alt üst oldu. Kimi kaynaklara göre Gelibolu Osmanlı tarihinin en büyük savunma zaferiydi. Yine bu savaşın en önemli sonuçlarından biri Albay Mustafa Kemal'in özellikle Conk Bayırı ve Anafartalar’da gösterdiği üstün başarıydı.

 

Bir İngiliz kurmay subayı Mustafa Kemal'in rolü hakkında şunları yazmıştı: “Bir tek tümen komutanının yalnız bir çatışmanın gidişatında değil belki savaşın tümünün sonucunda ve hatta bir ulusun kaderinde bu kadar derin etkiler yaratabilmesine tarihte ender rastlanır.”

 

Tarihçi İlber Ortaylı’nın dediği gibi “Çanakkale geçilmez” bizim sözümüz değildi. Bunu dile getiren İngilizlerdi. Yorgun bir milletin bu önemli direnişini ve Osmanlı’nın küllerinden bir ulus yükselişini beklememişlerdi.

 

Dolayısıyla Çanakkale Zaferi Türk tarihi açısından olduğu kadar Rus ve dünya tarihi açısından da önemli bir yere sahip. Hatta kimi tarihçilerin dediği gibi Çanakkale Zaferi olmasaydı Ekim Devrimi de olmayabilirdi. Ekim Devrimi olmasaydı  Kurtuluş Savaşı zora girerdi.

 

Anti emperyalist refleks tarihin bir noktasında bu iki ulusu birleştirmiş, koşulların ve kendi yeteneklerinin sonucu tarih sahnesine çıkan Atatürk ve Lenin ise hem işbirliğine gitmiş hem de devrimlerini inşaya girişmişti.

Yorumlar