Nazım’ın hayatından ilginç anlar

 

1.Nazım Hikmet uzun yıllar hapis yattıktan sonra aftan yararlanır ve çıkar. Arkadaşı Vala Nureddin “Ne yapmak istiyorsan söyle hemen gerçekleştirelim,” der. Nazım’ın cevabı şu olur: Elimi denize daldırmak, geceleyin tavansız bir yerde yatıp gök yüzünü seyretmek ve dalgaları dinlemek…

 

2.Genç yaşlarında arkadaşı Vala Nureddin ile milli mücadeleye katılmak için Ankara'ya giderler. Şairlik yeteneği fark edilir ve Nazım Hikmet'in akrabalarından biri genç şairlere Mustafa Kemal için bir şiir yazmalarını önerir ve karşılığında 50'şer lira alacaklarını söyler. Fakat Nazım Hikmet Mustafa Kemal'in kumandanlık yeteneklerine hayranlık duysa da sipariş üzerine şiir yazmayacağını söyleyerek reddeder. Ancak daha sonra kendi istediğinde Atatürk ve Kurtuluş Savaşı hakkında en güzel dörtlükleri yazar.


 

3.Nazım Hikmet 20’li yaşlarında arkadaşı Vala Nureddin ile birlikte sosyalizmi öğrenmek için Gürcistan üzerinden Moskova’ya gitmiştir. Pek paraları yoktur. Hem öğrencilik yapar hem de çevirmenlikle para kazanmaya çalışırlar. Tabi karne ile gıda tahsisinden yararlanırlar. Zaman zaman da gezi bileti verilir. 

 

Böyle çıktıkları yolculukların birinde  vagon penceresinden dışarıya bakarken çok güzel bir şehir görürler ve Vala Nureddin “Ah şurada yaşayabilseydim diye,” iç geçirir. Nazımsa şöyle der: “Beğendinse inelim, bir müddet de burada yaşarız.” Tabii Vâlâ Nureddin çok şaşırır. Yabancı bir şehir, üstelik hiç paraları yoktur. Nazım “Aldırma ne yapar eder bir yolunu buluruz, madem beğendin, gel inelim,” der. Ama inmezler tabi. Bu olay Nazım’ın hayata bakış açısını gösteren ilginç bir andır kanımca.

  

4.1962 yılında Nazım'ın başkan seçildiği Kahire'deki Asya Afrika Yazarlar Birliği toplantısında bir delege kürsüye gelerek Nazım'ın Sovyet pasaportu taşıdığını ve oy kullanamayacağını söyler. Nazımsa sakin şekilde kürsüye ilerler ve şöyle der: “Halkının dilinde yazan şair elbette ülkesini temsil edebilir.” Bunun üzerine bir alkış tufanı kopar salonda.

 

5.Nazım doktoru Galina ile birlikte yaşamaktadır. Ona çok şey borçludur ve saygı duyar. Ama aşık değildir. Hiç şiir de yazmamıştır. Vera’ya gönlünü kaptırınca alt üst olur. Ne yapacağını bilemez. Galina’dan da çekinir. Bir gün çevirmeni Ekber Babayev ile bir kaçış planı yaparlar. Pijamasıyla, terlikleriyle evden çıkıp Vera’ya gider.

 

6. Nazım gençlik yıllarında Moskova’ya ilk gittiği günlerde bir gün Hintli bir arkadaşları, sonradan Hint Komünist Partisinde yüksek bir mevkiye gelecek Safter adında çok okuyan ve düşünen biri Nazıma dert yanar: “Biz burada manevi tüketiciler durumundayız. Memleketlerimize gidip manevi üretici olmanın yoluna bakmalı. Tahsil yeter. Politikaya atılmalı, haksızlıkları yenmeli, dünyanın gidişini bir an evvel düzeltmeliyiz.” İşte o sırada Nazım birden toparlanır ve “Ben gidiyorum” der. 1924 yılının Aralık ayında Moskova'dan ayrılır.

 

7.Stalin 5 Mart 1953’de aniden ölünce perişan bir halde sorar Simonov: “Nasıl yaşayacağızbundan sonra? O, bizim yerimize de düşünüyordu.”  Nazım Hikmet “Ne?” diye tekrarlamasını ister. “Bizim için düşünüyordu!” diye tekrarlar Simonov. Nazım birden gülmeye başlar. Önce yavaş̧, sonra şiddeti artan kahkahalarla...

Yorumlar