İklim değişikliği tarımı nasıl etkileyecek?

 

Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından sarsıcı bir rapor açıklandı. Dünya genelinde ses getiren Rapor tam da aşırı iklim olaylarının yaşandığı ve kaygıların arttığı bir döneme denk geldi. Rapor aslında bir nevi malumun ilanı gibi. 

 

Temel tespitlerden bazılarına bakıldığında öncelikle karbondioksit ve metan gibi gazların atmosfer birikimlerinin hiç olmadığı kadar yüksek seviyeye çıktığı görülüyor. Küresel yüzey sıcaklığı değişikliği, bu yüzyılın sonuna kadar, sanayi öncesi döneme göre 1.5 dereceyi, bazı senaryolara göre de 2 dereceyi aşacak. Bu da buzulların daha hızlı erimesi ve deniz seviyesindeki yükselmenin hızlanması anlamına geliyor. 


 

Diğer taraftan, küresel ölçekte soğuk gün ve gecelerin sayısının azaldığı, sıcak gün ve gecelerin sayısının arttığı anlaşılıyor. Dünyanın bazı bölgelerindeki sıcak hava dalgalarının sıklığında artış gözleniyor. Kuvvetli yağış olayları ve sel felaketleri ise gözler önünde cereyan ediyor.

 

Raporda çok sayıda önemli tespit yer alıyor ama bu sözünü ettiklerimiz çerçevesinde bakıldığında insanlığı büyük sorunların beklediği açık. Özellikle tarımsal üretim, gıda güvenliği, beslenme ve su konuları her zamankinden daha fazla önem kazanmış durumda.

 

Not edilmesi gereken önemli noktalardan biri bütün bu gelişmelerin ülkeleri farklı şekilde etkileyecek olması. Hatta aynı ülkede bile bölgelerin farklı etkilenmesi söz konusu.

 

Küresel ısınmanın asıl neden olarak görülemeyeceği başka bir önemli nokta ise özellikle nehir ve göl kurumalarının yanlış sulama pratikleri nedeniyle gerçekleşiyor olması.

 

Bütün bu gelişmeler dikkate alınarak dünya genelinde bugüne kadar kirliliği artıran, tarım alanlarını ve su kaynaklarını ihmal eden, doğal akışı bozan, çeşitliliği azaltan, gübrelere ve böcek ilaçlarına dayanan üretim modelinin terk edilmesi gerekiyor.


Her şeyin ortaya çıkan yeni gerçekler temelinde bilim ve teknoloji esas alınarak yeniden planlanması hayati önemde. Daha uzun kurak dönemlerin, bazı bölgelerdeki aşırı yağışların ve sel riskinin, yer altı ve yer üstü sulardaki azalmaların, tarım alanlarında ortaya çıkan değişimlerin dikkate alınarak ciddi tedbirler alınması kaçınılmaz.

 

Bu çerçevede söz konusu rapordan bağımsız olarak önümüzdeki dönemde daha çok tartışılacak bazı önerileri dikkatinize sunmak istiyorum:

 

1.Olası yağmur ve sıcaklık paternleri dikkate alınarak avantajlı ve daha kıymetli tarım bölgelerinin tespit edilmesi gerekiyor. Buralarda yeni yapılaşmalara hiçbir şekilde izin verilmemesi gerektiği gibi var olan tarım alanlarının etkinliğini azaltan yapıların da yeniden gözden geçirilmesi önem taşıyor. Yıkılması gereken ne varsa yıkılacak. Durum bu kadar açık.

 

2.Olası yağmur, sıcaklık ve sulama özellikleri dikkate alınarak tarım alanlarının yeniden ölçeklendirilmesi, ayrıca tohum ve ürün seçiminin gözden geçirilmesi gerekiyor.

 

3.Çiftçiler, yerel koşullara daha uygun ürün ve hayvan ırklarını seçmek, yanlış sulama pratiklerine son vermek durumunda. Tabi bu durum yeni sermaye yatırımları yapmak ve yeni uygulamaları öğrenmek anlamına da geliyor. Konya ovası başta olmak üzere bazı bölgelerde yeraltı sularının aşırı kullanımına dayanan ve göl ve nehirlerin kurumasına yol açan durumun mutlaka ele alınması gerekiyor. 

 

4.Yeraltı suları da dahil olmak üzere su kaynaklarının yönetimini etkin kılacak çalışmalar yapılması gerekiyor. Bunun içinde kirliliğin önlenmesine dönük tedbirler de var elbette. Ayrıca deniz suyundan yararlanılmasını mümkün kılacak teknolojilerin hızla hayata geçirilmesi önemli bir gündem maddesi. Son yıllarda havadan su üretilmesini sağlayan teknoloji de yine önem kazanmış durumda.

 

5.Bölgelerde kolektif bilinci artıracak ve kooperatifleri destekleyecek modellere daha çok ihtiyaç var. Bu yolla hemen herkesin konunun bir parçası haline getirilmesi, bilincin artırılması  ve bütün tarım potansiyelin harekete geçirilmesi mümkün.

 

6.Çeşitli nedenlerle atıl kalmış elverişli tarım alanlarının mutlaka değerlendirilmesi gerekiyor. Bunun için gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması, belediye ve kooperatiflerin devreye girmesi yarar sağlayacaktır.

 

7.Hem daha az su tüketimi hem de meradan daha etkin yararlanma avantajları nedeniyle küçük baş hayvan yetiştiriciliğinin daha fazla teşvik edilmesi önem taşıyor.

 

8.Ete alternatif protein kaynakları ve toplumun beslenme alışkanlıklarına yönelik çalışmalar yapılması gerekiyor.

 

9.Çok etkin bir planlama ve ilgili kurumların kapasitesini en üst seviyeye çıkaracak tedbirler gerekiyor. Bu anlamda tarımsal teşvik sistemlerinin gözden geçirilmesi, arz talep dengesizliklerine yönelik tedbirler, girdi maliyetlerinin sürekli kontrolü ve çiftçi zararlarının tazmini gibi hususlar oldukça önemli.

 

10.Bundan böyle tarımsal teknolojiler her zamankinden daha fazla önem kazanmış durumda. Bu çerçevede üniversite ve akademisyenlerle ortak çalışmalar yapılması, devlet desteklerinin bu yönde gözden geçirilmesi önem taşıyor.

 

Gündeme getirmek istediğim öneriler özetle bu şekilde. Karbon gazlarının azaltılması, özellikle dünyanın bazı bölgelerine yönelik nüfus planlaması, kirliliğin önlenmesi ve uluslararası çabaların önemine değinmeye gerek yok sanırım. Konuyla ilgili en can alıcı nokta ise birçok açıdan geri döndürülemez bir sürecin içinde olmamız.

Yorumlar