Yeniçeriler hakkında ilginç gerçekler

 

1.Yeniçeri Ocağı 1360 yılında Murat Hüdavendigar zamanında kurulmuş ve II. Mahmut tarafından 1826 yılında kaldırılmış çok önemli askeri kurumdu.

 

2.Yeniçeri ocağında zaman içerisinde büyük bozulma görülmüş, isyanlar baş göstermiş, padişah belirlenmeye ve onları tahttan indirmeye kalkışılmıştır. Genç Osman’ın yeniçeriler tarafından katli bütün Osmanlı tarihine etki eden son derece sarsıcı bir olaydır. Yeniçeri ocağı mensuplarının mensup oldukları ortaların adı ve amblemiyle kahvehane açma deneyimleri ve esnafın kendini ocaklara kaydettirmesi gibi uygulamalar da günlük hayata etki eden çok büyük yozlaşmalara ve tepkilere neden olmuştur. Bu noktada bazı yorumlar vardır ki bunlardan biri de tarihe etki eden bu savaş makinasının zamanla organize bir suç örgütüne dönüşmesi yönündedir.


 

3.Burada ilginç bir husus siyasi etki doğurmak isteyen kimi grupların ya da saray mensuplarının yeniçeri ocağını ya da ulemayı kendi yanlarına çekme girişimleri ve olaylara dahil etme gayretleridir. Diğer yandan gerek yeniçeri ocağı ve gerekse ulema kendi istekleri için biri diğerini etkilemeye ve yanına çekmeye çalışmıştır. Şöyle ki herhangi önemli bir konuda fetva çıkarmadan hareket etmek mümkün olmadığı gibi askeri gücü arkasına almadan ilerlemek de mümkün değildi. Buna rağmen II.Osman’ın katlinde olduğu gibi çok büyük kamuoyu tepkisi olduğu durumlardan söz edilmesi mümkündür.

 

4.Yeniçeri ocağında tabur niteliğinde 196 orta bulunmaktaydı. Padişahlar birinci ortanın defterinde bir numaralı nefer olarak kayıtlıydı. 17. yüzyılın ortasında Genç Osman'ın öldürülmesi ile sonuçlanan ihtilalde padişahın katilleri 65. ortaya mensup olduğundan daha sonra 65. ortaya son verilmiş ve boşluk bırakılmıştır. Yoklamalarda bu ortaya sıra geldiğinde, “yoktur”, “yok olsun” denilmesi ilginçtir.

 

5.Yeniçeriler arasında ocağın daha kuruluş aşamasında Bektaşilik yerleşmişti.

 

6.Yeniçeriler erkekliğe yakışmayacak şekilde süslenemez, sakal bırakamaz ve evlenemezdi.

 

7.Yeniçeri ağaları Süleymaniye'de devlete ait bir sarayda otururlardı. Buraya ağa kapısı deniliyordu. 

 

8.Padişahın cuma ve bayram namazları alaylarında hükümdarı kolundan tutup attan indirmek veya ata bindirmek vazifesi yeniçeri ağlarına aitti.

 

9.Yeniçeriler mensup oldukları ortanın nişanlarını kollarına, baldırlarına ve bazen de göğüslerine dövme usulüyle nakşettirirlerdi.

 

10.Yeniçeri kıyafetlerinde en göze çarpan, bütün ocağın sembolü olarak görülen yeniçeri serpuşuydu. Yeniçeriler başlarına börk denilen beyaz keçeden bir külah giyerlerdi. Bu 45 santim yüksekliğindeydi.

 

11.Genellikle kanlı, suçlu ya da suçsuz birçok devlet adamının hayatına mal olacak bir ayaklanmaya karar verilirken camide ışıklar söndürülür, tekliflerin kimin tarafından verildiği belli olmaması için karanlıkta konuşulurdu. Yeniçeri isyanlarına sebep olarak para mevzularının ya da onların çıkarlarına aykırı konulara dokunulmasının başta gelmesi talihsiz bir durum olarak göze çarpmaktadır. Zaman zaman da saray entrikaları ve ulemanın etkisinde kalındığı görülmektedir.

 

12.Divan-ı Hümayun kubbe altında toplandığı sırada yeniçerilere de çorba, pilav ve zerdeden oluşan bir ziyafet verilirdi. Yeniçerilerin çorba içmeye başlaması itaate işaret eder ve sadrazam tarafından kurbanlar kesilirdi.

 

13.Padişahların tahta çıkışında yeniçerilere cülus bahşişi verilmesi, yevmiyelerinde de artışa gidilmesi kanunlaşmış bir ocak ananesiydi.

 

14.Yeniçeri Ocağı Osmanlı askeri bürokrasinin en önemli unsuruydu. Fakat kendi çıkarlarını toplumun ve siyasetin üzerinde gören bir kurumun ne denli zararlı olabileceğine iyi bir örnek teşkil etmektedir. 

 

KAYNAK: Osmanlı tarihinin panoraması, Reşad Ekrem Koçu

Yorumlar