Şenkaya ve Oltu tarihinde önemli dönüm noktaları

 

GİRİŞ NOTU-1: Bu yazı Şenkaya tarihi ve kültürü hakkında genel mahiyette olan daha önceki bir yazının devamı niteliğindedir.

 

GN-2: Bu yazıda özel olarak; 93 Harbinin bölge için sonuçları, Sarıkamış Harekatı sırasında Türk Ordusunu alkışladığı ve yardım ettiği gerekçesiyle bölge halkının gördüğü zulüm, o zor günlerde Azerbaycan-Bakü Türklerinin bölge halkına kardeş yardımı, 1917 Ekim Devriminin olayların gelişimine ve bölge kaderine etkisi, Şenkaya’nın kurucusu Hüseyin Köycü’nün aydınlanma ve modernleşme adımları yanı sıra Molla Bilal ile birlikte Oltu bölgesinde özellikle 1917-20 arasındaki direniş ve anavatana katılım mücadelesine verdikleri kritik destek, 1919-1920 yılları arasında faaliyet gösteren Oltu Şura Hükümetinin sıra dışı mücadelesi, fakat öncesinde Türkmençay adındaki az bilinen bir antlaşmanın bölge demografisi açısından önemi gibi gölgede kalmış kimi hususlara değinilecektir.

 

GN-3: Yararlanılan sekiz makale yazının sonunda yer alıyor. Belirtilen konulara özetle değinileceğinden ilgilenenler kaynakçada gösterilen makalelere göz atabilir.


 

Çocukken babaannem 93 harbinden, 40 yıllık Rus hâkimiyetinden (o Urus derdi), Ermeni komşularından, bir dönem köylerinden apar topar kaçıp gitmek zorunda kaldıklarından (kaçakaç), gittikleri yerde hayatta kalmak için hizmetkârlık yaptıklarından söz ederdi. Okula gitme imkanı olmayan babaannemin anlattığı bu hikâyeler bir yere kaydedilmiş değil, bize yazılı veya görsel aktarılmış değil. Ya da biz bunları kayda almış değiliz maalesef. 

 

En acısı da zaman geçtikçe bu hikâyeler bölük pörçük hale geliyor, bütünlüğü ve tutarlılığını yitirmeye başlıyor. Babaannem 1995 yılında yaklaşık yüz yaşında vefat etti. Oltu’ya bağlı Örtülü (Şenkaya) köyünde doğmuştu. Bölge Çarlık Rusya’sının 93 Harbi sonrası oluşturduğu “Karskaya Oblastı”na bağlıydı. Özellikle Birinci Dünya Savaşı ve Sarıkamış Hareketi sırasında acı olaylar yaşanmış, yer yerinden oynamış, Ermeni, Gürcü ve diğer dini ve etnik gruplar ile Türk ve Kürt gruplar arasında çok talihsiz gerginlik ve çatışmalar yaşanmıştı. 

 

Malum ulusçuluk cereyanı millet sistemine sahip Osmanlı Devletini özellikle 19. yüzyıldan itibaren sarsmaya başlamıştı. Halklar birbirine düşmüş ya da düşürülmüştü. Emperyal güçlerin insanı ve halkları hiçe sayan masa başı planlarından söz etmeye gerek yok sanırım. 

 

O halde Örtülü köyü, onun bağlı olduğu Oltu ve onun da bağlı bulunduğu Kars bölgesinde söz konusu dönemlerde neler yaşandı? Çarlık Rusya’sının bölgede ne işi vardı? Nüfus hareketlerini nasıl etkilediler? Ruslar nasıl gitti ve sonrasında neler oldu? Bölge halkı nasıl bir durumun içinde kaldı?

 

O dönemde Örtülü köyü nispeten sapa bir yerdeydi ama büyük bir köydü. Farklı dini ve etnik gruplar yıllarca birlikte yaşamıştı. Oltu ise Kars Erzurum arasında stratejik bir nokta idi. Önemli gelişmelere sahne olmuştu. 

 

Döneme ilişkin nüfus bilgeleri tartışmalı olsa da Çarlık Rusya’sının 1897 Genel Sayımına göre Oltu ilçesinin(okrug) nüfusu köyleriyle birlikte 31.519 idi. Bu nüfusun yüzde 65’i Türk, yüzde 11’i Kürt, yüzde 9,9’u Ermeni, yüzde 8,6’sı Rum, yüzde 2,8’i Rus’tu. Oltu merkezi ve köylere göre nüfus ağırlıkları değişkenlik gösteriyordu.

 

Malum Örtülü köyünün ilçe olmasına ilişkin karar 20 Şubat 1946 tarih ve 6237 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı. İlçenin İçişleri Bakanlığı kayıtlarına göre resmi kuruluş tarihi ise 1 Nisan 1946'dır. İlçe adı 1948 yılında Şenkaya olarak değiştirilmiştir.

 

Bu nedenle anlatılan döneme ilişkin gelişmeler daha fazla kaynağa sahip olduğumuz Oltu ilçesi üzerinden takip edilmiştir.

 

Bu arada Şenkaya tarihine ilişkin en önemli kaynaklardan biri olan Prof. Dr. Koptagel İlgün’ün “Toplum Kalkınmasında Örnek Lider Hüseyin Köycü” adlı kitabı oldukça önemli. Yine daha önce sözünü ettiğim Turan Tan’ın “Karlar Hala Beyaz Yağıyor” adlı kitabı da farklı bir perspektif sunuyor.

 

Yeniden genel tarihi gelişmelere dönersek, bilindiği gibi Kafkasya (Karadeniz ve Hazar Denizi arasındaki bölge) ve Kuzey Doğu Anadolu Çarlık Rusya’sı ile Osmanlı Devleti arasındaki çıkar çatışmalarının merkezinde yer alıyordu. Kırım ve genel olarak Karadeniz de bu çatışmalara dahildi kuşkusuz. Bu iki devlet arasında süre gelen savaşlar ve meydana gelen nüfus hareketleri bölge üzerinde önemli sonuçlara neden oldu. 19. yüzyıl başlarında Rusya ile İran arasındaki bir savaş sonucu imzalanan Türkmençay Antlaşması bile önemli nüfus hareketleri doğurmuştu. Dolayısıyla bölge açısından tarihi dönüm noktalarına ve girişte belirtilen hususlara geçmeden önce bahse konu antlaşmanın öneminden kısaca söz etmek istiyorum.

 

Çarlık Rusya’sı ve İran arasında 1828 yılında imzalanan antlaşma Tebriz’in güneyinde Meyane şehri yakınlarındaki Türkmençay Kasabasında imzalandığı için bu adı almış. Bu Antlaşma ile Azerbaycan Türkleri ve vatanları ikiye bölünmüş (Yeşilot). 

 

Antlaşma ile Revan ve Nahçıvan Hanlıkları Rusya topraklarına katılmıştı. Daha sonra buralar Erivan Guberniyası olarak adlandırılmış (1850) ve gelecekteki Ermenistan’ı oluşturmak için ilk adım atılmıştı (Yeşilot). Antlaşma ile İran ve Osmanlı topraklarındaki ahalinin isterlerse bu bölgelere göç edebilmesinin amaçlandığı görülüyor.

 

Bu noktada önem taşıyan bir husus, Antlaşma sonrasında Revan, Nahçıvan ve Ordubad gibi bölgelerdeki Türklerin Osmanlı Devleti’ne ve İran’a göç etmek zorunda kalmış olması. Dolayısıyla Kars, Ardahan, Oltu ve Şenkaya yerleşiklerinin bir bölümü buralardan gelen Türklerden oluşuyor kanımca. Bölgedeki nüfus hareketlerinin daha geniş bir zaman diliminde meydana geldiğini, diğer gelişmelerden de etkilendiğini ise akılda tutmak gerekiyor.

 

Çarlık Rusya’sı gerek Osmanlı Devleti ve gerekse İran ile yaptığı savaşlar ve uyguladığı politikalarla Kafkasya bölgesindeki dini ve etnik grupları kendi stratejik amaçları için şekillendirmeyi amaçlamıştı. Etnik ve dini grupların gelişmelere göre kendi konumlarını güçlendirme yönünde kendiliğinden harekete geçtiği durumlar da oluyordu kuşkusuz. Bunun sonucunda da bölgede hem önemli nüfus hareketleri meydana geliyor hem de gruplar arasında talihsiz çatışmalar baş gösteriyordu.

 

Bölge tarihi açısından en önemli dönüm noktalarından biri 93 Harbi (1877-78) kuşkusuz. Savaşın ana nedenleri, Çarlık Rusya’sının Panslavizm politikaları, Balkanlar’daki Slav ayaklanmaların desteklenmesi, Osmanlı Devleti’nin zayıflayan durumundan istifade edilmesi gibi nedenlerdi. Esasen Çarlık Rusya’nın İstanbul ve boğazlar üzerine emelleri olduğu, yazar Dostoyevski’nin bile “İstanbul bizim olmalı” söylemini dillendirdiği biliniyor.

 

Rusların Erzurum’a kadar ilerlemesinin amacı ise Kafkasya’dan Anadolu’ya bir koridor açmak ve Osmanlıyı iyice zayıflatmaktı. Ruslar Ermeniler, Gürcüler ve Terek kazakları tarafından destekleniyordu. Erzurum bölgesinde Gazi Ahmed Muhtar Paşa komutasında çok önemli bir direniş oldu. Ordu ve halk Erzurum’un düşmesine izin vermedi. Ancak Ruslar İstanbul Yeşiköy’e kadar gelmişti. Osmanlı Devleti ve II. Abdülhamid açısından zor günlerdi. Savaş sonunda Kars, Ardahan ve Batum tazminat olarak Rusya’ya bırakıldı. Bu husus 3 Mart 1878 tarihinde imzalanan Ayestefanos (Yeşilköy) Antlaşması akabinde imzalanan Berlin Antlaşması ile hüküm altına alındı. 93 Harbi ile ilgili daha ayrıntılı bir yazıya bu linkten ulaşabilirsiniz.

https://samihguven.blogspot.com/2020/12/ruslarla-sra-ds-bir-savas-ve.html

 

Böylelikle Kars, Ardahan, Oltu, Şenkaya bölgesi “Karskaya Oblast” adıyla 40 yıl Rus idaresinde kaldı. Bu dönemde bölgede çok önemli iktisadi ve sosyolojik gelişmeler yaşandı. Çarlık Rusya’sı kendi çıkarlarına uygun nüfus hareketlerini teşvik etti. Yaklaşık 111 bin Türk-Müslüman Bölgeden Osmanlı topraklarına göç etti. Oblast, Kars, Ardahan, Oltu ve Kağızman olmak üzere dört alt bölgeye ayrılmıştı. Rus sistemi hayata geçirilmişti (Serbest-Demirci). Bu dönemde eğitim dili olarak Rusça belirlenmişti. Ancak Müslüman nüfus için okula gitme imkanları sınırlıydı.

 

Rus yönetiminde özellikle Kars şehrinin Rus mimari tarzına göre yeniden inşasına girişilmiş, Rusya açısından askeri, stratejik bir üs haline getirilmişti. II. Nikolay döneminde demiryolu, askeri savunma hatları, kamu binaları, okul ve hastane gibi önemli alt yapı yatırımları yapılmıştı. Bugün özellikle Atatürk Caddesi ve Kars kalesi bölgesi söz konusu taş yapıların bir arada görülebileceği en önemli noktalar. I. Dünya Savaşı sırasında 3 Aralık 1914’te Rus Çarı II. Nikolay askerlere moral vermek üzere Kars’ı ve sonrasında Sarıkamış’ı ziyaret de etmişti.

 

Ağustos 1914’te Birinci Dünya Savaşının patlak vermesiyle Rusya ve Osmanlı Devleti yeniden karşı karşıya geldi. Hükümet içinde tam bir fikir birliği olmasa da Yavuz ve Midilli gemilerinin Ekim 1914’te Rus limanlarını bombalaması sonucu savaşa girilmiş olundu. Akabinde başlayan Sarıkamış Harekâtı bölge halkını ümitlendirmişti. Ancak bu Harekâtın planlama, lojistik, harita hataları, Enver Paşa’nın hırsları ve tecrübesizliği gibi nedenlerle bir felaketle sonuçlanması Türk ve Müslüman bölge halkı açısından çok acı sonuçlar doğurdu. 

 

Bu konuda Prof. Dr. Tuncay Öğün’ün Türk Tarih Kurumu Yayınlarından çıkan (2024) “Ruslarla Savaş ve Sarıkamış Harekatı” adlı kitabından yenilginin Ruslar tarafından nasıl görüldüğüne ilişkin birkaç satır aktarmak istiyorum:

 

“Petrograd kaynaklı haberlere göre Türk yenilgisinin başlıca nedeni lojistik açıdan çok kötü durumda olmalarıydı. Kış şartlarına uygun teçhizatları yoktu. Taarruz eden birliklere lojistik destek sağlayacak ulaştırma araçlarına sahip değillerdi. Her türlü malzeme askerlerin veya bu amaçla görevlendirilen sivillerin sırtında taşınmaktaydı.”

 

Prof. Tuncay Öğün Harekatın kaderini değiştiren Rus general Yudeniç hakkında ise şu yorumu yapmış: “Enver Paşa’nın yaşı kadar mesleki tecrübeye sahipti.”

 

Sarıkamış felaketinden sonra 4 Ocak 1915’te Ardahan’a giren Sibir Kazak Tugayı ve Rus piyade kuvvetleri Osmanlı ordusunu alkışlayıp, yardım ettikleri gerekçesiyle birçok yerde Türkleri kılıçtan geçirdi deyim yerindeyse. Oltu’da da benzer olaylar yaşandı. Havdos köyü erkeklerinin tamamı, Terpink, Bahçecik ve Tavusker halkının büyük kısmı öldürüldü (Kılıç, S).

 

Oltu’da kimlerin Türk olduğunu soran Rus ve Kazak askerlerine karşı Türk komşularını korumaya çalışan Ermeniler de olmuştu (Bir avuç Türk adlı belgesel). 

 

Çarlık Rusya’sı Ardahan’da kurulan Tahkik Komisyonunda yargıladıkları kişilere idam ve sürgün cezaları verdi. Örneğin Bardız’dan 193 kişi Sibirya’ya sürülmüştü (Zaimoğlu). Yine bugün Şenkaya’ya bağlı Zakim, Göreşken ve Çermik gibi köylerde de sürgünler yaşandı. Bu köyler ağırlıklı olarak Harekat sırasında Türk ordusunun geçtiği noktalardı. Halk çok doğal olarak orduya sıcak davranmış ve yardım etmişti.

 

Bu ağır savaş koşullarında bölge halkı büyük acılar yaşadı. Üstelik diğer etnik ve dini gruplara ait milliyetçi unsurlar Rus kuvvetlerinden güç alarak ya da boşluktan yararlanarak Müslüman halka saldırdı. Çatışmalar yaşandı. Çeşitli kaynaklara göre örneğin Kosor nahiyesine bağlı Eğitkom, Kerkilik, Heybesor, Balkaya, Avunder, Ersinek, Köşk gibi köylere ciddi saldırılar yapılmıştı (Zaimoğlu).

 

Bu zor koşullarda gölgede kalmış bir husus var ki bu da Azerbaycan Türklerinin dayanışmasıdır. Bakü İslam Cemiyeti Hayriye’si aracılığıyla bölge halkına önemli yardımlar yapılmıştı. Bu Hayriye Oltu dahil muhtelif yerlere temsilci göndermiş, sağ kalan yetim çocuklara sahip çıkmıştı. Yardımseverlerin başında Hacı Zeynel Abidin Tagiyev gelmektedir (Kılıç). 

 

Azerbaycan’daki Türk basını ise Nevruz bayramı dolayısıyla “Kardaş Kömeği (Kardeş Yardımı) adıyla geliri savaş mağduru Müslümanlara bırakılacak bir gazete kurmuş, bütün çalışanlar ücretsiz, gönüllü destek vermişti (Zaimoğlu).

 

Bölgenin kaderini değiştiren husus Çarlık Rusya’sında şartların değişmesi oldu. Ağır ekonomik ve sosyal koşullar altında Birinci Dünya Savaşına girilmesiyle iyice kaosa sürüklenilmiş, Ekim 1917 Devrimi gerçekleşmişti. Ekim Devrimi’nin nedenleri hakkındaki bir yazıya bu linkten ulaşılabilir.

https://samihguven.blogspot.com/2020/05/ekim-devriminin-onemli-nedenleri.html

 

Bu gelişme Kars, Ardahan, Oltu bölgesi için de dönüm noktası oldu. Bölge halkı ümitlenmiş, özgürlük arayışı kuvvetlenmişti.

 

Ekim Devrimi sonrası yaşanan gelişmeler çerçevesinde 3 Mart 1918’de Brest-Litovsk Barış Antlaşması imzalandı. Rusya, Kars, Ardahan ve Batum’u Osmanlı Devleti’ne geri verdi. Ağır silahlar ve cephanelikler Ermenilere bırakılmıştı. Barış antlaşmasının 4. maddesi gereğince bölgenin geleceğinin yapılacak referandum sonucu belirlenmesine karar verilmişti.

 

Antlaşma Osmanlı ordularına cesaret ve kararlılık getirdi kuşkusuz. 12 Mart’ta Erzurum, 25 Mart’ta Oltu, 7 Nisan’da da Şenkaya (Örtülü köyü) işgalden kurtarıldı. Böylece 40 yıl süren Rus hâkimiyeti sona ermişti. Ancak bölgedeki çatışmalar ve huzursuzluk devam etti. Ermeni milliyetçi grupların bölge halkına acımasız saldırıları oldu (Kılıç). Karşılıklı çatışmalar yaşandı ve her iki taraftan masum insanlar hayatını kaybetti.

 

1917 sonlarından itibaren Oltulu Türkler de teşkilatlanmaya başlamıştı. Oltu Milli İslam Komitesini Bakü İslam Cemiyeti Hayriye’sinin bir şubesi olarak gizlice kurmuşlardı (Zaimoğlu). Komitenin üyeleri arasında Dr. Esat Bey (Oktay), Yusuf Ziya Bey, Yasin Bey (Haşimoğlu), Örtülü Köyünden Hacı Şerifoğlu Mehmet Bey (Olur kaymakamı), Örtülü köyünden Hüseyin Sırrı (Köycü) gibi önemli isimler bulunmaktaydı. Bu isimler Oltu bölgesinin örgütlenmesi, mücadelesi ve Oltu Şura Hükümetinin kurulması gibi konularda çok önemli görevler üstlendi.

 

Dr. Esat Bey’in anlattığına göre Örtülü’lü Bilal Efendi (Molla), Mehmet Bey ve Hüseyin Sırrı (Köycü) bu mücadele sırasında çok zor ve önemli görevler yerine getirdi (Zaimoğlu).

 

Ancak Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşında yenilen tarafta olması ve imzalanan Mondros Ateşkes Mütarekesi (30 Ekim 1918) moralleri bozmuştu. 

 

Bölge halkı Mondros Mütarekesi koşullarını kabul etmemiş ve örgütlenmeye başlamıştı. 18 Ocak 1919’da Cenubi Garbi Kafkas Hükumeti ve alt şubeleri oluşturuldu. Oltu şubesi de bunlardan biriydi. Oltu temsilcisi Molla Bilal Bey hükümetin sonraki maliye nazırı, Hüseyin Sırrı (Köycü) ise Meclis İdare Heyeti Reisiydi.  İngilizlerin bu hükümeti dağıtması sonrası yeni örgütlenme girişimleri oldu. Oltu İslam Komitesi Oltu İslam Terakki Komitesi adıyla yeniden yapılandı ve 25 Mayıs 1919’da Oltu Şura Hükümetini kurdu (Kılıç).

 

İngilizlerin Rum ve Ermenileri teşvik ederek Oltu sınırlarına yönelttikleri, zaman zaman da heyetler göndererek Oltu yönetimini talep ettikleri, ancak Oltu Şura Hükümetinin bütün bu taleplere karşı koyduğu görülüyor. 12 Mart 1918’de ise Oltu bölgesindeki Ermeniler sınır dışı edildi (Kılıç). Bütün bu gelişmeler, yaşanan çatışmalar ve olaylar uzun yıllar birlikte yaşamış halklar açısından acı bir tablo doğurdu kuşkusuz.

 

Oltu Şura Hükümeti, Bardız Yaylası’ndan Olur, Tavusker, Allahuekber Dağları, Göle’nin Karınca Düzü ve Artvin sınırlarına kadar olan bölge kapsamında faaliyet gösterdi. Ermeni ve İngiliz baskılarına karşı bölgeyi bir yıl boyunca başarıyla yönetti(Zaimoğlu).

 

Bilahare anavatana katılma iradesi bildirildi. Büyük Millet Meclisi 17 Mayıs 1920’de bu isteği kabul etti. 

 

Görüldüğü üzere o dönemde Oltu ilçesi köyleriyle birlikte (o dönem adı Örtülü olan Şenkaya dâhil) olağanüstü bir mücadele vermişti.

 

Bütün enerjisiyle Örtülü köyünün ilçeye dönüşmesi, gelişmesi ve aydınlanması ile uğraşan Hüseyin Köycü’nün Molla Bilal ile birlikte 1917-1920 döneminde Oltu bölgesinde Dr. Esat Bey (Oktay), Yusuf Ziya Bey, Yasin Bey (Haşimoğlu) gibi önemli isimlerle verdiği mücadele ise üzerinde durulması gereken önemli bir husus kanımca.

 

İleride Şenkaya tarihi ve kültürünün farklı noktalarını ele alan yazılara devam edilecektir.


İlk yazıya ise aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.


https://samihguven.blogspot.com/2023/11/senkaya-hakknda-notlar.html


 

KAYNAKLAR:

- Kılıç, S., Oltu’nun işgali, kurtuluşu ve anavatana katılımı (1878-1920), atamdergi.gov.tr

- Penah, N., Çarlık Rusya’sının güney politikalarında Kafkasya, Kafdağı Dergisi, Cilt 5, Sayı 2.

- Necefli, G., Çarlık Rusya’sının Ermenileri Azerbaycan’a göç ettirmesi, ttk.gov.tr

- Zaimoğlu, S., A., Oltu Şura Hükümeti, Yüksek Lisans Tezi, tez.yok.gov.tr

-Yeşilot, O., Türkmençay Antlaşması ve sonuçları, dergipark.org.tr

- Boy, A., 1877-1878’den 1920’ye kadar Kars ve çevresinde Rus Ermeni İşbirliği, dergipark.org.tr

- Serbest B, Demirci N., Kars ve çevresinde Rus yönetimi (Karskaya Oblast 1878-1917), ayk.gov.tr

- Ural S., Oltu Şura Hükümeti, ataturkansiklopedisi.gov.tr

Yorumlar

Yorum Gönder